Öfke her insanda olan, olması gereken bir duygudur. Öfke genellikle kötü bir duygu olarak anılmaktadır fakat yerinde ve yeterince olduğunda öfke aslında kişiye iyi gelen bir duygudur. Özellikle öfke duygusu kişiye bir mesaj vermektedir. Buradaki mesaj, bir şeylerin değişmesi gerektiğidir. Kişi adaletsizlik karşısında öfkelenir, tehdit karşısında öfkelenir, hakaret karşısında öfkelenir vs. Kısaca kişi kendisine maddi ya da manevi zarar gelebilecek her türlü düşünce ve eyleme öfkelenir. Bu öfke aslında kişinin kendisini korumasını sağlar. Öfkeye neden olan durumun değişmesi için kişiye motivasyon sağlar. Örneğin, kişi haksızlığa uğramışsa, bunu düzeltmek için motive olur, ya da adaletsizlik karşısında adaletsizliği düzeltmeye çalışır. Öfke bazen karşınızdaki kişinin size nasıl davranması gerektiğiyle alakalı bilgi de verir. Örneğin arkadaşınızın size el-kol şakası yapması karşısında öfkelendiğinizde, arkadaşınız size bu tür şakaları yapmaması gerektiğini anlamaya başlar. Kısacası öfke her zaman kötü ve olmaması gereken bir duygu değildir. Bir çok kişi öfke duygusunu kötü ve kişilerde olmaması gereken bir duygu olarak görür ve bu yolda çalışmalar yapar. Peki o halde, öfke ne zaman problem haline gelmeye başlar? İnsanların kendi öfkesi yüzünden ne zaman başı belaya girer ?
Öfkenin kişiye sağladığı faydalar olsa da aynı şekil de kişiye zarar verdiği yönleri de vardır. Öfkenin ortaya çıkması farklı şekillerde olabilmektedir. Bunlar arasında; hırçınlık, kızgınlık, sinir, nefret, şiddet, sözel ya da fiziksel saldırganlık, bağırma vs. Öfkenin ortaya çıkış şeklindeki yoğunluğu fazla olduğunda, kontrol edilemediğinde, kişinin kendisine veya çevresine zarar verir hale geldiğinde ve sık sık öfkeli hissetme durumu olduğunda öfke artık tehlikeli bir hal almaya başlar. Öfke tehlikeli bir hal aldığında;
– Kişide fizyolojik olarak istenmeyen hormonal tepkilere yol açabilmektedir. Bunlar arasında, testestoron hormonu, norepinephrine hormonu, epinephrine hormonu sayılabilir. Bu hormonların vücuttaki artışı ya da azalışı kişinin bağışıklık sistemini zayıflatarak, hastalıklara karşı kişiyi daha savunmasız bırakabilmektedir.
– Kişinin öfke duygusunun yoğunluğu arttıkça, kişi çevresine duygusal olarak, sözel olarak ya da fiziksel olarak saldırmaya başlar. Öfkenin kontrol edilemez bir duruma gelmesi halinde saldırılar düzenli olarak devam eder, ve kişi yavaş yavaş çevresini kaybetmeye başlar ya da çevresinin ona göstermiş olduğu toleransı kaybetmeye başlar. Kişi çevresine sürekli öfkelendiğinde, öfkelenmesine sebep olan konu da çözümsüzlükle sonuçlanır.
– Öfke kişiyi kısır bir döngüye sokar. Öfke hali sık sık tekrarlandığında kişinin sosyal ilişkilerinde de bozulmalar meydana gelir. Sosyal ilişkileri bozulan kişi daha yoğun öfke hissetmeye başlar. Öfke duygusunu sık sık hisseden bireyin iş hayatındaki ya da akademik hayatındaki verimliliği düşmeye başlar,verimliliği düşen kişi ise kendisini daha çok öfkeli hisseder. Öfke yoğun hissedildiğinde kişinin başarılarının önüne geçen bir hal alır ve kişi başarısızlıkla karşılaştığında daha çok öfke hissedecektir. Kısacası yoğun öfkeyi sık sık hissettikçe hayatta bir çok şey ters gider, ve ters gittikçe daha çok öfke gelir bu kişiyi bir kısır döngüye sokar.
– Öfke duygusunun yoğun olduğu yerde kişinin çaresizliği vardır. Çevresine sık sık öfkesini gösteren kişi zamanla yalnız kalacaktır, problemlerini tek başına çözme becerileri zayıflayacaktır. Problem çözme kapasitesi ne kadar fazlaysa kişinin öfkesi o denli sağlıklı olacaktır.
– Öfke demek mutsuzluk demektir. Sık sık öfkelenen insanların genellikle kaşları çatıktır, hayattan memnun değillerdir ve kendilerini ne ile mutlu edeceklerini çok bilemezler, bilseler de bunu günlük hayatlarına çok fazla sokamazlar. Genellikle insanların hatasını görme eğilimindedirler.Bu yüzden zararlı olan, sağlıklı olmayan öfke mutsuzluğu beraberinde getirir.
– Sık öfkelenen kişilerin verdiği kararlar genellikle sağlıklı kararlar değildir. Öfkenin yoğun olması demek, duygunun yoğun olması demektir. Herhangi bir duygunun yoğun olduğu sırada karar vermek çoğu zaman sağlıklı değildir. Örneğin çok fazla üzgün olduğunuzda, çok fazla mutlu olduğunuzda, çok fazla kırılmış olduğunuzda. Herhangi bir duygunun yoğun olması durumunda karar vermek kişiyi sonrasında pişmanlığa götürebilmektedir.
– Sağlıksız öfke kişinin performansını düşürebilmektedir. Öfkeyi yoğun hissettiğiniz bir anda ders çalışamazsınız ya da işinize yoğunlaşamazsınız. Sürekli öfkeli kişilerin enerjisi, çoğunlukla bedeninde ve ruhunda kayba uğrar. Yani, enerjisini çoğunlukla öfkesine verdiğinden dolayı ruhen ve fiziken çöküş yaşayabilmektir. Böyle kişilerin bir şeylere tahammülleri yoktur ve bir şeyler yapma konusunda isteksizlerdir. Cinsellikle alakalı problemler de bu noktada sıklıkla görülebilmektedir.
Öfkeyle Nasıl Mücadele Edebilirim:
Sağlıklı olmayan öfke hem kişiye hem çevreye yıkıcı zararlar verebilmektedir. Bu sebeple öfkeyle mücadele etmek için bir kaç pratik yöntemin kullanılması oldukça faydalı olacaktır. Kişi çok fazla öfkelendiğinde bedeninde bir takım tepkiler görülmeye başlar. Bunlar arasında kalp atışının hızlanması, adrenalin salgısında artma, kan basıncının yükselmesi, nefes alıp vermede sıklaşma sayılabilir. Unutulmamalıdır ki, öfkeyle mücadele etmek demek öfkeyi yok etmek değildir. Öfke hiç bir zaman yok edilemez, sadece kontrol edilebilir. Öfkenin kontrol altına alınabilmesi için kişinin öncelikle öfke durumunda neler yaşadığına, neler hissettiğine, neler düşündüğüne odaklanması gerekir. O an kişiyi öfkelendiren durum tam olarak nedir? Bireyler en çok engellendiklerinde, haksızlığa uğradıklarında öfkelenirler. Kişide herhangi bir sebepten ötürü sağlıklı öfkeden ziyade sağlıksız öfke çıkıyorsa, kişi mutlaka bunların dinamiklerine odaklanması gerekmektedir. Duygulara ne kadar çok anlam verilirse, geçmişle ne kadar bağlantısı kurulursa öfke o denli kontrol edilebilir olacaktır. Kişi öfkelendiğinde kendi kendine konuşabilir, bu kişinin kendisini dinlemesine ve öfkesinin sözcüklere dökülebilmesini sağlar. Kendi kendine konuşmaya ek olarak kişi günlük tutabilir veya arkadaşlarıyla bu durumu paylaşabilir. Öfkeyi kontrol etmenin diğer bir yolu ise ortamdan ve öfkelenen kişilerden uzaklaşmaktır. İnsanlar öfkelendiğinde çoğunlukla mantıklı düşünemez ve eylemlerde bulunamazlar. Bu sebeple öfke duyulan kişiden veya ortamdan uzaklaşmak da öfkeyi kontrol edebilmenin yollarından biridir. Son olarak öfke kontrolü için psikoterapi sürecine girmek oldukça faydalı olacaktır. Yapılan araştırmalara göre öfke kontrolünü sağlamak için psikoterapi sürecine girmek en etkili yollardandır. Psikoterapi sürecine giren kişiler öfkelerini sağlıklı bir şekilde yönetme becerisine sahip olmakla beraber, kendilerini daha iyi ifade etme becerisi kazanmaktadırlar. Bu durum kişinin hem iç dünyasında hem de sosyal çevresinde daha iyi hissetmesini sağlamaktadır.